Millet bu “bahçeyi” hak ediyor mu peki?

Dünyada yeni bir trendin başladığını hayal edin.

Hani nasıl çocuklarını döven, suiistimal eden ailelerin elinden o çocukları alıyorlar ya…

Onun gibi…

Düşünün ki, yaşadıkları şehirleri, kasabaları, köyleri kötüye kullanan; doğasını katleden; güzelliğini yok eden; toprağını, suyunu, havasını kirletenlerin, elinden bu yerleri alıyorlar…

Onları başka insanlara veriyorlar; daha çok hakkedecek, oraların hakkını vererek yaşayacak insanlara…

Böyle bir şey olsaydı, dünyanın kaç yerinde, kaç şehir, kaç kasaba, kaç sahil köyü, kaç ormanlık alan oralarda halihazırda yaşamakta olan insanların elinde kalırdı dersiniz?

***

Türkiye’yi bir düşünün…

İnsanlar yaşadıkları yerleri hak ediyor mu diye bir test yapılıyor…

Kaç bölgede, kaç şehirde, kaç doğa harikası yerde, oralarda yaşayan insanların bulundukları yerleri hak ettikleri sonucuna varılırdı?

***

Hemen aklınıza İstanbul geliyor biliyorum…

Havaalanı, köprü yapacağım diye tıraşlanan, derisi soyulmuş zavallı bir hayvana dönen alanlar…

Kirli pis başlarını, her yerden çıkarıp insanın gözüne gözüne sokan binalar…

Evet doğru İstanbul bu testi kaybederdi…

“Siz bu şehri mahvetmişsiniz” denirdi.

***

Çok uzun yıllardır AKP’nin yönettiği İstanbul öyle de, CHP’nin yönettiği İzmir farklı mı sanki?

Laikliğin, modernliğin başkenti, İzmir!

Bir zamanlar Levant’ın incisi; şimdi her açıdan yoksul; göz alabildiğine kıraç; masmavi denizi tanınmaz halde; vapurun yardığı sular bile, beyaz köpürmüyor artık; masmavi denizden o çamur rengi suya nasıl vardık?

Bütün bir sahilin, hiç aralıksız, nefessiz, devasa bir duvarla kaplanmış gibi, ard arda yükselen binalardan, meltemlerin, imbatların artık sahilden birkaç adım içeri bile sızamadığı bu kent nasıl ortaya çıktı?

Hangi zihniyet o kenti mahvetti?

Kimse, yaşadığı yerleri cehenneme çevirmenin Türkiye’de sadece bir grubun tekelinde olduğunu zannetmesin…

Ciddi bir hastalığın elinde kıvranıyoruz hepimiz…

***

Şimdi bunlar nereden aklına geldi diye soracak olursanız eğer…

Salda gölünün “millet bahçesi” yapılacağına dair bir haber okudum.

Türkiye’nin Maldivleri adı verilen bu yer, birilerinin gözüne fazla bakir, fazla doğal, fazla güzel görünmüş olmalı.

Oraya da bir el atmalı.

Sanki şu anda isteyen insanlar oraya gidemiyor; orada suya girip yüzemiyor; kenarında çadır kurup, kuşların ve suyun melodisini duyarak kalamıyorlarmış gibi…

İstilacı bir bitki gibi Türkiye’nin her yanına yayılan binalar oraya da gitmeli; parklar, bahçeler, tesisler, oteller yapılmalı…

Sonra, yazlıklarla doldurulmalı bütün gölün etrafı…

***

İnsanlar yaşadıkları yerleri hak ediyor mu diye bir test yapılsaydı; onları suiistimal edenlerin ellerinden çocuklarını aldıkları gibi, yaşadıkları yerleri alsalardı, kimin elinde ne kalırdı dersiniz?

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir