Her muhalif “yalancı” yaftasına hazır olmalı

Demokrasiden sapan hiçbir rejim, muhalifleri “sen beni eleştirdin,” diyerek hapse atmıyor.

Rejimi eleştirenler, bir teröriste, ajana, halk düşmanına dönüşüyorlar.

Bu konuda en yaratıcı yöneticilerden birisi de hiç şüphesiz ki Josef Stalin’di.

Stalin’i ve Komünist partiyi eleştirenler, akıl sağlıkları yerinde olmadığı için psikiyatri kliniklerine yatırılıyorlardı.

Belki iyi niyetle, “bir şeyler değişir mi?” diye düşünerek, belki artık hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünüp öfkeye kapılarak, rejimi eleştiren pek çok muhalif, bir deli gömleğinin içine kapatılarak, akıl hastanelerinin ses geçirmez duvarları arasına gönderiliyordu.

Bir muhalifi, teröriste, ajana, akıl hastasına dönüştürdüğünüzde şüphesiz ki, bir taşla pek çok kuş vurmuş oluyorsunuz.

“Düşmanınız” anında bertaraf edilmiş oluyor; sizi destekleyenler karşısında elleriniz temiz kalıyor, çünkü siz bir “muhalifle” değil bir “sorunla” uğraşıyor oluyorsunuz ve bütün bunları yaparken aynı zamanda tüm muhaliflerinizin yüreğine korku salıyorsunuz.

Türkiye’de rejim, demokrasiden bir hayli saptığı bu günlerde, oldukça yaratıcı yeni bir damgayla çıkıyor karşımıza.

Kısa bir süre içinde Mecliste görüşülmeye başlanacak bir “dezenfarmasyon” yasamız var.

Bu yasa “yalan haber” yayanları 3 yıla kadar hapisle cezalandırmayı öngörüyor.

Böylece siz, Türkiye’deki resmi anlatıyla ters bir beyanda bulunduğunuzda muhalefet ediyor olmaktan çıkıyor, düpedüz bir yalancıya dönüşüyorsunuz.

Önümüzdeki dönem, seçimler için son sapağa gerildiğinde rejimin bu yasaya şiddetle ihtiyacı olacağı anlaşılıyor.

Sanırım, ekonomi başta olmak üzere, topluma her şeyin çok iyi gittiğini söyleyecekler.

Bir süre için bütün toplumu her türlü sorunun çözüldüğü, refah içinde yaşadığına inandırmak istiyorlar.

Bu inançla mücadele eden herkes de tescilli bir yalancıya dönüşecek.

On binlerce insanın rejim tarafından yalan haber yaymakla suçlanacağını düşünüyorum.

Gelecekte olacaklara ilişkin bu tahminim geçmişte olanlara dayanıyor.

Şu andaki yargı zihniyetiyle, bu “dezenformasyon” yasası buluştuğunda, şu elementle bir diğerini buluşturduğunuzda meydana gelen tepkimeden belli bir kimyasal maddenin ortaya çıkması gibi, on binlerce soruşturma ve dava ile karşı karşıya kalacağız.

Sizin söylediğiniz bir sözün sadece eleştiri mi yoksa dezenformasyon mu olduğuna, son altı yılda 300.000 Cumhurbaşkanına hakaret, son altı yılda 1 Milyon 768 bin terör örgütü üyeliği soruşturması açan savcılar karar verecek.

Bütün bu “hakaretleri” ve “terör şüphelilerini” şıp diye gören bu gözlerin “dezenfarmayon” içeren beyanları gözden kaçırmaları imkânsız.

İfade özgürlüğünü silip süpürecek çok büyük ve yeni bir dalgayla karşı karşıyayız.

Öyle görünüyor ki bu dalga, özgürlüklerden geride kalan kırıntıları da silip süpürecek ve bugünleri bile hasretle yad etmemizi sağlayacak…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir