İlginç bir tartışma başladı.
Seçimi kaybedince AKP’ye ne olur diye soruluyor.
Bu soruya kabaca verilen iki cevap var.
Bunlardan bir tanesi, daha önce seçimi kaybeden lider partilerinde olduğu gibi AKP’nin de sönüp gideceği.
Bir başka görüş ise AKP ve Erdoğan’ın seçimi kaybettikten sonra da dişe diş bir mücadeleye girişeceği, çok sert muhalefet yapacakları şeklinde.
Bana şaşırtıcı gelen, çok sayıdaki değişkenin bu tartışmalarda ya hiç gündeme gelmemesi ya da yüzeysel bir şekilde geçiştirilmesi.
Ben o değişkenlerden sadece birkaç tanesini sıralayayım.
Erdoğan kazanıp da AKP mecliste azınlığa düşerse, bunun bir kayıp sayılmayacağı konusunda herhalde pek çok kişi hem fikirdir.
Erdoğan kaybettiğinde de AKP’ye ne olacağını değerlendirmek için çok sayıda faktör var.
Bunlardan en önemlilerinden birisi seçimin ne kadar büyük bir farkla kazanılacağı.
Eze eze yenmekle, kıl payı kazanılan bir Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçları birbirinden çok farklı olacaktır.
Öldürmeyen darbe güçlendirir.
İktidar ve Erdoğan’ın bu kadar yıpranmasına rağmen, kıl payı kazanılan bir seçim, AKP’ye ve onun kontrolündeki bürokrasiye bunun geçici bir kayıp olduğu duygusunu verecektir.
Devrettikleri büyük ekonomik enkazın, yeni iktidarı yerle bir etmesinin bir an meselesi olduğuna inanacaklardır.
Bugün, devletin bütün kurumları AKP’nin kontrolü altında.
Kıl payı kazanmış bir Cumhurbaşkanı ve siyasal iktidar, bu bürokrasiyi ne süratle kontrol altına alabilecek ne de büyük bir dönüşüme uğratabilecektir.
Yargıda büyük bir reform yapılmadan, ne bugün hesap sorulacağı söylenen, “5’li çeteden” ne de yapılan yolsuzluklardan hesap sorabilmek mümkün.
Tam aksine, yargıda büyük bir reform süratle hayata sokulamazsa, AKP destekçisi yargının yaşayacağı kısa bir şokun ardından, yeni iktidarın altını büyük bir süratle oymaya başlaması bile mümkün…
AKP sadece kendisine bağlı yargıç ve savcıları atamakla kalmadı.
Ama aynı zamanda, kendi amaçları için mükemmelen işleyen bir yargı sistemi de yarattı.
Sadece, yakalama-tutuklama kararları nasıl veriliyor buna bir bakın.
Bütün şehirlerde bir avuç sulh ceza hâkimi kimin tutuklanacağına, kimin evinin aranacağına, bir şirkete ya da bir kuruma kayyum atanmasına gerek olup olmadığına karar veriyor.
Bunlardan birinin kararına itiraz ettiğinizde, o itiraz bir sonraki Sulh Ceza hakiminin önüne gidiyor.
Zayıf bir iktidar bütün bu mekanizmaları bir çırpıda değiştirebilir mi?
Peki bunları değiştirmeden gerçekten muktedir olabilir mi?
Ben size seçim sonrasını değerlendirmek için sadece birkaç değişkenden bahsettim.
Daha pek çok konu var elbette…
İşte seçimi kaybeden bir AKP’ye ne olacağını tartışırken bütün bu değişkenleri de göz önüne almak gerekiyor.
Hayat da siyasette sürprizlerle dolu.
Hiçbir sorunun basit bir cevabı, hiçbir problemin de basit bir çözümü yok.