Antik Yunan’ın keskin zekalı, hazır cevap ve boyun eğmez düşünürü Sokrates, insanların her şeyi bildiğini, bu bilgilerin doğru sorularla açığa çıkarılabileceğini savunuyordu.
Ebe annesinden ilhamla, sorularla bilgiyi açığa çıkartma sanatına mayotik (doğurtma) adını vermişti.
Geçen gün, çok sevdiğim bir dostumla yaptığımız uzun yürüyüş sırasında, sırayla her birimiz kendimizi Sokrates’in yöntemini kullanırken bulduk.
İlk soruyu arkadaşım yöneltti:
“Sence Cumhuriyet’in hangi kurumu ayakta şu anda?” diye sordu bana. “İyi düşün!” dedi.
“CHP’mi?” diye soruyla karşılık verdim.
-“Evet, AKP Cumhuriyetin bütün kurumlarını yok etti ama bir tek CHP ayakta kaldı,” dedi.
-“Peki, Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olarak seçime girer ve kaybederse ne olur?”
-“CHP paramparça olur!”
-“Belki de AKP’yi frenleyebilen tek kurum da ortadan kalkmış olur!”
-“Peki CHP’liler bunun farkındalar mı? Yani başkanlarını aday yaparak aslında bütün partiyi de masaya sürdüklerinin, bir ölüm kalım savaşının içine girdiklerinin idrakindeler mi?”
Diyalog böyle akıp gitti.
Biz iki kişi, birbirimize soru sorup cevaplarken, bir anda irkildik.
Beğenin beğenmeyin, CHP bugün bütün sistem için şu ya da bu ölçüde bir fren mekanizması işlevi görüyor.
Peki bu fren de ortadan kalkarsa ne olur?
Gerçekten de, Kemal Kılıçdaroğlu bu seçime girip kaybederse, CHP bir bütün olarak kalabilir mi?
Yoksa kökünden sarsılıp parçalara mı bölünür?
Başka birisini aday gösterdiklerinde ve o aday kaybettiğinde elbette yine moraller çok bozulur, büyük bir yenilgi duygusu gelip insanların yüreğine oturur.
Ama öyle bir yenilgi, Kılıçdaroğlu’nun yenilgisiyle mukayese edilebilir mi?
İzini sürdüğümüz düşüncelerin içinde bizi en çok şaşırtan da şu oldu:
CHP’liler neyi masaya sürdüklerinin farkındalar mı?
Örneğin Kılıçdaroğlu aday olduğunda her biri, neyin risk altında olduğunun bilincinde olarak, bir ölüm kalım mücadelesi verecekler mi?
Siz böyle bir teyakkuz hali görüyor musunuz?
Mersindeki terör saldırısının ardından, saldırıyı gerçekleştiren militan ile CHP’nin ilişkilendirilmesi çabalarının neyi ima ettiğinin farkında mısınız?
CHP kendi başkanını aday yaparak, ya her şeyi kazanırım ya da her şeyi kaybederim diye olağanüstü büyük bir kumar oynuyor aslında…
Masaya bütün partiyi sürüyorlar.
Kayıp halinde tek başına kaybedenin Kılıçdaroğlu olmayacağını, koca bir partiyi de feda edeceklerini görüyorlar mı sizce?
Mersin saldırısından sonra iktidar medyası, seçimlerden sonra CHP’nin tepesine nasıl bir balyoz indirileceğini gösteriyor…
Hele seçimleri kaybetmiş, parça bölük olmuş bir CHP’yi bu sistemin nasıl silip süpüreceğini bir düşünün…
Gönül ister ki, Kılıçdaroğlu bu seçimi açık ara farkla kazansın…
Ama kaybettiğinde de, nelerin kaybedileceğinin bilincinde olmalı herkes…
Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyen herkes, bunun bir ölüm kalım savaşı olduğunu bilmeli, bu sorumlulukla hareket etmeli…