İmamoğlu v. Yıldırım: Kim kazandı?

Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım’ın TV münazarasının tek bir kazananı ya da kaybedeni yok.

Birden çok kazananı ve kaybedeni var.

İktidar kazandı. Çünkü, gerçekte hiçbir şeyi değiştirmeden, tek bir hamleyle, sadece iki adayın tartışmasına izin vererek, ülkede büyük bir demokrasi rüzgarı esiyormuş izlenimi yaratabildi.

İktidar kazandı. Çünkü, 31 Marttan önce İstanbul seçimlerini ölüm kalım savaşı olarak sunarken, şimdi bir tek TV programıyla, bu seçimin anlamını değiştiriverdi. İstanbul seçimi AK Parti ve Cumhurbaşkanı için bir referandum olmaktan çıkıp, iki belediye başkan adayının yarıştığı bir seçime dönüşmüş oldu.

İktidar kazandı. Çünkü, 23 Haziran seçimini kaybetmenin getireceği büyük darbeyi bir ölçüde absorbe etmiş, yeni zaman kazanmış oldu.

***

İmamoğlu kazandı. Çünkü, özellikle programın başlarında, ne sorulursa sorulsun, konuyu döndürüp dolaştırıp, mazbatanın elinden haksız bir şekilde alınmasına getirerek, mağduriyetinin altını çizdi.

İmamoğlu kazandı. Çünkü, tartışma, onun oylarından bir şey götürmediği gibi, Binali Yıldırım’ın, 31 Martta sandığa gitmeyen AKP’lileri 23 Haziran’da sandığa götürmesine olanak sağlayacak bir şekilde sonuçlanmadı.

***

Ama dikkat ederseniz, ne beklenen ve bu tartışmaya ilişkin heyecanın artmasına yol açan, İmamoğlu’na bir son dakika golü geldi ne de İmamoğlu “gemilere”, rakibinin ve ailesinin mal varlığına yüklendi.

Sanki, “camdan evde oturan diğerinin evine taş atmasın” veciz sözündeki mesaj her iki aday tarafından da benimsenmişti.

Adı konmamış sınırların içinde dönüp dolaştı konuşmalar…

***

Hal böyle olunca da, haftalardır olağan üstü büyük bir tartışmayı bekleyen pek çok izleyici tatmin olmadan kalktı bu TV programından…

Çünkü beklenti çok büyüktü.

Çünkü demokrasinin en temel nimetlerinden o kadar uzun zamandan beri mahrumduk ki, demokrasiye ilişkin en küçük bir ima, beklentilerimizin olağanüstü bir şekilde yükselmesine neden olmuştu…

Sanki, iki belediye başkan adayı çıkıp, bir kent için neler vaat ettiklerini tartışmayacaklar da, bizler uzaydan gelen akıllı canlıların dünyanın kaderini etkileyecek sözlerini dinleyecektik.

Beklentilerimizin yüksekliği bu programın vaat ettiklerinden değil, uzun süredir maruz kaldığımız mahrumiyet duygusundan kaynaklanıyordu.

Uzun süredir maruz kaldığımız mahrumiyetlerin duygusal ifadesini ekrandaki tartışmada göremeyince de, o yüksek beklentiler karşılanmamış oldu.

***

Sözün özü, İmamoğlu/Yıldırım karşılaşması, büyük yaralarımız için küçük bir merhemdi sadece.

TV Programı, (son bir haftada ani ve çok büyük değişiklikler olmazsa) İmamoğlu’nun seçimi ikinci kez kazanacağını ama AK Partinin de seçim sonucunu, iki adayın yarıştığı basit bir seçim olarak sunacağını gösteriyor.

Yani, her iki taraf da bu programdan almak istediğini almış gibi görünüyor…

 

 

 

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir